Ayyıldız Forum
Ayyıldız Forum
Ayyıldız Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaasGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
saat ve takvim
En son konular
» Hızlı Okuma Cd'si Full
Dündar Taşer EmptyPaz Ara. 01, 2013 7:45 pm tarafından sled34

» Can Yücel / En Uzak Mesafe
Dündar Taşer EmptyCuma Ekim 08, 2010 5:29 am tarafından çakıroğlu

» Ömer HAYYAM / Niceleri Geldi
Dündar Taşer EmptyCuma Ekim 08, 2010 5:28 am tarafından çakıroğlu

» Cemal SÜREYA / Fotoğraf
Dündar Taşer EmptyCuma Ekim 08, 2010 5:27 am tarafından çakıroğlu

» Necip Fazıl KISAKÜREK
Dündar Taşer EmptyCuma Ekim 08, 2010 5:25 am tarafından çakıroğlu

» Murathan Mungan / İzin
Dündar Taşer EmptyCuma Ekim 08, 2010 5:25 am tarafından çakıroğlu

» Nazım Hikmet / Bence Sende Şimdi Herkes Gibisin
Dündar Taşer EmptyCuma Ekim 08, 2010 5:23 am tarafından çakıroğlu

» Küçük İskender
Dündar Taşer EmptyPtsi Ekim 04, 2010 5:48 am tarafından çakıroğlu

» Özdemir ASAF / Ağlamak
Dündar Taşer EmptyPtsi Ekim 04, 2010 5:26 am tarafından çakıroğlu

Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Istatistikler
Toplam 103 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: ibobaba27

Kullanıcılarımız toplam 2981 mesaj attılar bunda 1198 konu
Kimler hatta?
Toplam 91 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 91 Misafir :: 1 Arama motorları

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 290 kişi Salı Ekim 15, 2024 10:55 am tarihinde online oldu.
En iyi yollayıcılar
çakıroğlu
Dündar Taşer I_vote_lcapDündar Taşer I_voting_barDündar Taşer I_vote_rcap 
WolkaN
Dündar Taşer I_vote_lcapDündar Taşer I_voting_barDündar Taşer I_vote_rcap 
Aylin
Dündar Taşer I_vote_lcapDündar Taşer I_voting_barDündar Taşer I_vote_rcap 
Ali_Fuat
Dündar Taşer I_vote_lcapDündar Taşer I_voting_barDündar Taşer I_vote_rcap 
BatıPaşa
Dündar Taşer I_vote_lcapDündar Taşer I_voting_barDündar Taşer I_vote_rcap 
Turans_State
Dündar Taşer I_vote_lcapDündar Taşer I_voting_barDündar Taşer I_vote_rcap 
@si_@yc@n
Dündar Taşer I_vote_lcapDündar Taşer I_voting_barDündar Taşer I_vote_rcap 
melal_61
Dündar Taşer I_vote_lcapDündar Taşer I_voting_barDündar Taşer I_vote_rcap 
Aslı
Dündar Taşer I_vote_lcapDündar Taşer I_voting_barDündar Taşer I_vote_rcap 
Ayşegül
Dündar Taşer I_vote_lcapDündar Taşer I_voting_barDündar Taşer I_vote_rcap 
Galeri
Dündar Taşer Empty

 

 Dündar Taşer

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
çakıroğlu
Admin
Admin
çakıroğlu


Erkek
Mesaj Sayısı : 1370
Nerden : Bursa
İş/Hobiler : öğrenci (tek hobi ticaret :) )
Ruh Hali : Dündar Taşer 1157
Takımlar : Dündar Taşer 1449
REP : Dündar Taşer Reputationpossscv3
Kayıt tarihi : 04/07/08

Kişi sayfası
Başarı Puanı:
Dündar Taşer Img_left100/100Dündar Taşer Empty_bar_bleue  (100/100)
Tecrübe:
Dündar Taşer Img_left100/100Dündar Taşer Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Dündar Taşer Img_left100/100Dündar Taşer Empty_bar_bleue  (100/100)

Dündar Taşer Empty
MesajKonu: Dündar Taşer   Dündar Taşer EmptyPtsi Ağus. 25, 2008 4:23 pm

Türkeş efsanesine rüzgâr veren adam: Dündar Taşer. Büyük adamlar, ancak büyük adamların omuzlarında yükselirler!.. Tarihin altın sayfaları arasında kendilerine yer bulan bütün büyük liderlerin arkasında, isimleri unutulmuş gizli kahramanlar mutlaka vardır!..


Dündar Taşer, bir döneme damgasını vuran rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş'in tarihe yön veren bir efsane olarak ortaya çıkmasında önemli rol oynayan isimsiz kahramanlardan biridir!..

Taşer ile Türkeş'in yollarının kesiştiği ilk kavşak 3 Mayıs 1944 olaylarıdır!..

Türk milliyetçilerine karşı düzenlenen Haçlı Seferi'nde büyük Türkçü Hüseyin Nihal Atsız ve yol arkadaşlarının tabutluklarda işkencelerden geçirildiği dönemde, Harp Okulu'nda okuyan diğer arkadaşları gibi tek parti diktatörlüğüne karşı çıktığı için soruşturmaya maruz kaldı!..

O tarihten ölümüne kadar, Türkeş'in yanından hiç ayrılmadı!..

Türkeş'in liderliğini milli hafızaya perçinleyen onun şu sözü oldu :

- Türkeşin yanlışı benim doğrumdan daha doğrudur.

* * *

Türkeş ile Taşer'in kaderlerini kesiştiren tarih ise 27 Mayıs 1960 ihtilalidir!..

Binbaşı rütbesinde iken Türkeş'in önerisi ile 27 Mayıs ihtilaline katılan Taşer, 38 kişilik Millî Birlik Komitesi'nde yer aldı!..

Dündar Taşer, Türkeş ile birlikte darbeye katılmalarının gerçek sebebini şöyle açıklıyordu:

- Ülkenin içinde bulunduğu bunalım ve kaçınılmaz bir şekilde geliyorum sinyalleri veren askeri bir darbede, yönetimin CHP yanlısı güçlere ve zihniyete bırakmak istemiyorduk. Türkeş'le beraber ihtilal komitesinde yer alarak CHP'nin iktidar oyunlarını bozduk.

Ancak, ihtilal komitesinde başgösteren komitacı oyunlar neticesinde bazı üst düzey generaller CHP'nin güdümüne girince, Türkeş ve 14 arkadaşı yurt dışına sürgün edildi!..

1965 yılında Türkeş ve arkadaşları ile birlikte Cumhriyetçi Köylü Millet Partisi'ne girdi!..

1969 da bu partinin adı Milliyetçi Hareket Partisi olarak değiştirildi.

* * *

Dündar Taşer, CKMP toplantılarında Türkeş'ten sık sık şu talepte bulunuyordu:

- Mutlak mana da millî, manevî, İslamî değerlere bağlı gençliği ülkü ve fikirler etrafında toplayacak aksiyoner bir hareketi oluşturmak zorundayız.

Milliyetçi Hareket Partisi'nin gençlik kollarının eğitimi ile görevlendirilen Taşer, daha sonra Ülkücü Hareket ismi ile ortaya çıkacak olan gençlik teşkilatlarının kuruluş çalışmalarına öncülük etti!..

Taşer, gençler ile yaptığı sohbetleri özellikle, şu üç temel esas üzerine oturtmuştu:

1-) İslam ahlâk ve fazileti
2-) Türklük ve tarih şuuru
3-) Nizam-ı Alem ülküsü

Taşer, Biz kaybedilmiş medeniyetin çocuklarıyız o kaybedilmiş medeniyeti yeniden kuracak olan sizlersiniz diye seslendiği gençlere sık sık şu tavsiyede bulunuyordu:

- Plânlar, programlar, belli bir hedefe varmak için vasıtadırlar. Bu hedef tesbit edilmeden yapılacak işler, yerinde saymak yahut orta oyununda pişekâr olmaktır.

* * *

Dündar Taşer, hakkında Ziya Nur tarafından kaleme alınan Dündar Taşer'in Büyük Türkiyesi isimli kitapta, Mehmet Akif in Asım nesli diye hitap ettiği dinine, milliyetine, kültürüne ve tarihine sahip vatanperver gençliğe şöyle sesleniyor:

- ... Ne hürriyet, ne demokrasi, ne insan hakları. Hiç bir şey ülke bütünlüğünden daha değerli değildir. Türk milletinin gücü, kanındadır.

- ... Kürtçülük ve komünizm birbirini istismar ederek, Türkiye için yeni felâketler, etnik gruplar için de yeni esaretler peşinde koşmaktadırlar.

- ... Hiçbir yeri mantık ve müzakere ile terketmedik. Bu vatanı da birkaç nazariyecinin safsatasına, birkaç hainin fesadına, birkaç ahmağın gafletine kurban etmeyeceğiz.

- ... Cesaret, günlük hadiselerin arasından sıyrılıp, gerçeğe ulaşmaktır. Himaye kabul edenin, hamisine karşı fazla dik olamayacağı bir bedahattir.

- ... Türkiye'yi yönetenler! Ne verdiniz de, ne istiyorsunuz? Zaten isteseniz de veremezsiniz; sizin ne ülkünüz, ne amacınız, ne emeliniz vardı ki?

* * *

1925 yılında Gaziantep'de dünyaya gelen Dündar Taşer, 13 Haziran 1972'de Ankara'da geçirdiği şüpheli bir trafik kazası sonucu hayata gözlerini yumdu!..

Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş, onu ebedi istirahatgahına uğurlarken şöyle diyordu:

- Ömrünce Türk milletini sevmenin, büyüklüğüne inanmanın sırrına ermiş, hayatının gayesini milletine hizmette görmüş, dünya hırslarına iltifat etmemiş, hiçbir mevkinin cazibesine kapılmamış, tam bir Türk Milliyetçisi olarak yaşamıştın. Zekânın parlaklığı sevginin sonsuzluğu kültürünün zenginliği kadar, yüreğin de büyüktü.

Talihsiz bir dönemde, nankör bir dünyada, milletini en çok sevenlerin horlandığı bir idrak yokluğu içinde yaşamak, kalbini kemiren bir dertti. Yine de dayanıklı idin. Ama kader nankörlüklerin, anlayışsızlıkların çökertmediği mukavemetini, bir arabanın çapmasıyla yıktı. Biz de yıkıldık.

İsrafil Kumbasar

* * *

DÜNDAR TAŞER

Büyük Türk milliyetçisi, dava adamı ve gönül eri Dündar TAŞER 1925 yılında Gaziantep'te doğdu. Köklü ve gelenekli bir aileye mensuptur. Aile ve aile çevresinde köklü ve derin bir Türk terbiyesi almış, çocukluk ve okul yıllarını da burada geçirmiştir.



Ailesinin desteği ve kendi isteği ile kara harbokuluna girmiş, bu okulun tank sınıfından teğmen olarak mezun olup ordu saflarına katılmıştır. Bilahare kurmay subay imtihanını başarı ile vererek kurmay olmuştur. Ordu saflarında başarı ile hizmet vererek kurmay tank binbaşılığına kadar yükselmiştir.

Türk-İslam Ülküsü'nün örnek bîr şahsiyeti, yılmaz bir savaşçısıydı. Milletinin derin ve saf kültürü ile mücehhez, insan sevgisiyle dopdolu, asil davranışlarıyla, efendiliği ve engin kültürüyle, bilge bir dava adamıydı.

İslam'a, Türklüğe, Türk'ün teşkilatçılığına ve büyük devlet kurma hassasiyetine hayran, keskin görüşlü, kıvrak zekalı büyük bir Türk milliyetçisiydi. Geniş tarih bilgisi, milletine olan inanç ve güveniyle meselelere fevkalade isabetli teşhisler koymuş, çözümü yine milletinde bulmuştu. Müstesna şahsiyetiyle davasını yaşayan yılmaz bir mücadele adamı olarak, Ülkücü Hareket'in şerefli mazisi ve mücadele geleneğinde önde gelen isimlerden biri olarak hak ettiği yeri almıştır.

İlk gençlik yıllarından beri milliyetçi ruha ve aksiyona sahiptir. 3 Mayıs 1944 Olayları'nda Türk milliyetçilerine karşı düzenlenen "Haçlı Seferi'nde" Atsız ve arkadaşlarının tabutluklarda, hücrelerde işkencelerden geçirilip, zindanlara atıldığı tek parti döneminin faşist diktatörlüğünde baskılara ve zulümlere kargı çıktığı için Harp Okulu'nda okuyan bir çok genç Türkçü gibi, soruşturmaya maruz kalan kişilerden biri olmuştur.

Taşer ismini, kamuoyu ilk defa 27 Mayıs Hareketi'yle birlikte duydu. Hiç beyanat vermediği, kendini tanıtıcı faaliyet göstermediği için baklanda bilinenler çok azdır. Onun hayat çizgisini takip edenler ağırbaşlı, mütevazi, zamanında konuşan ve davanın en çok kendisine ihtiyacı olan mevkilerinde yer alan sabırlı, metin ve cesur üslubuyla, Bozkurtlar'ın Bögü Alp'ini hatırlar. Taşer'in Ömrü "Taş yerinde ağırdır" sözünün tefsiri gibidir.

27 Mayıs Darbesi'nden vefatına kadar fikir birliği, kader birliği yaptığı Alparslan Türkeş'le birlikte olmuştur. Bu darbeye katılmasının sebebi ise, ülkenin içinde bulunduğu bunalım ve kaçınılmaz bir şekilde geliyorum sinyalleri veren askeri bir darbede ülke yönetimini CHP yanlısı İnönü taraftarı güçlere ve zihniyete yönetimi bırakmamaktı. Türkeş'le beraber ihtilal komitesinin içinde yer alarak CHP yanlısı güçlerin iktidar oyunlarını bir süre bozdular. Fakat daha sonra ihtilal komitesi içerisinde yer alan MBK üyeleri arasında komitacı oyunlar başlayacaktı.
Sürgüne Gidiş

Komite içerisindeki 13 Kasım Darbesi'yle, sürgüne gönderilen 14 kişinin içerisindeydi.

13 Kasım hadisesi onu çok üzdü. Bu hadiseyi hayatı boyunca hoş görmedi. Sürgün yıllarını Fas'ta geçirdi.

Taşer, iki yıl süren sürgün hayatından sonra yurda dönüşlerin serbest bırakılmasıyla, 1963 yılında, çok sevdiği vatanına ve toprağına kavuşacaktı. Onun gerçek değeri,yurda döndükten sonra yer alacağı siyasi hayatta çok çabuk farkedilecekti.

1965 yılında Alparslan Türkeş, Muzaffer Özdağ, Ahmet Er, Numan Esin, Rıfat Baykal gibi darbede yer alan, birlikte sürgüne gittikleri arkadaşlarıyla, CKMP'de siyasi hayata girdi. CKMP'nin 30-31 Temmuz 1965 tarihlerinde yapılan kurultayında, partinin GİK üyeliğine seçildi. 1967 Kurultayı'ndan sonra Genel Bask Yardımcılığı görevine getirildi. Partide Türkeş'ten sonra gelen ikinci isimdi. CKMP'nin yeni döneminde fikri ve siyasi gelişiminde çok büyük hizmeti emeği vardır. Gecesini gündüzüne katarak, partinin Anadolu'da kök salması da. Milliyetçi Hareket Bayrağı'nın bir uçtan bir uca dalgalanmasında daima önde koşanlardandı.

Taşer 1965'de Gaziantep'den milletvekili adayı , 2 Haziran 1968 seçimlerinde senatör adayı 1969 Genel Seçimleri'nde İstanbul'dan milletvekili adayı oldu. İstanbul'daki adaylığında seçimi çok az bir farkla kaybetti. AP iktidarının milli bakiye seçim sistemini kaldırarak, yerine daha avantajlı çıkacağını düşündüğü nispi seçim sistemini getirmesiyle, birçok MHP'li gibi milletvekili olamadı. Taşer siyaseti bir gaye olarak değil, milletine ülkesine hizmet yolunda bir araç olarak görürdü. Siyasette dürüstlüğü, erdemliliği şiar edinmiş gerçek bir dava adamıydı. Politik hayatta Taşer, fazileti, inancı ve fedakarlığı, sevgiyi, tevazu ve ülkücülüğü temsil etmiştir. Siyasi arenadaki dostları da muarızları da onun engin tarih, kültür, siyaset bilgisine ve zekasına hayrandılar. Onun yapmış olduğu tespitler ve değerlendirmeler bütün kesimler tarafından dikkate alınırdı.

1970'ler Türkiye'sine baktığımızda onun yapmış olduğu tahlillerin ve tespitlerin ne kadar doğru olduğunu bugün bile görüyoruz. Meseleleri ele alırken kendine mahsus, sağlam ve rahat bir üsluba sahipti. Milliyetçi Hareket'in sözcülüğünü yapan Milli Hareket ve daha sonra yayına başlayacak olan Devlet Gazetesinde yazmış olduğu başyazılar ve parti sözcüsü olarak beyan ettiği ülke ve dünya meseleleriyle ilgili görüşler, hareketin ideolojik çizgisine de yön verirdi.

Devamı aşağıda..


En son cakiroglu tarafından Ptsi Ağus. 25, 2008 4:24 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://ayyildiz.0wn0.com
çakıroğlu
Admin
Admin
çakıroğlu


Erkek
Mesaj Sayısı : 1370
Nerden : Bursa
İş/Hobiler : öğrenci (tek hobi ticaret :) )
Ruh Hali : Dündar Taşer 1157
Takımlar : Dündar Taşer 1449
REP : Dündar Taşer Reputationpossscv3
Kayıt tarihi : 04/07/08

Kişi sayfası
Başarı Puanı:
Dündar Taşer Img_left100/100Dündar Taşer Empty_bar_bleue  (100/100)
Tecrübe:
Dündar Taşer Img_left100/100Dündar Taşer Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Dündar Taşer Img_left100/100Dündar Taşer Empty_bar_bleue  (100/100)

Dündar Taşer Empty
MesajKonu: Geri: Dündar Taşer   Dündar Taşer EmptyPtsi Ağus. 25, 2008 4:23 pm

Taşer ve Ülkücü Gençlik

1965'li yıllardan itibaren Avrupa'da esen sol rüzgarlar ve sosyalizm modası Türkiye'yi de etkiledi. 1961 Anayasası'nda sağlamış olduğu siyasi haklarla birlikte çok sayıdaki komünist ve sol gruplar, illegaliteden legaliteye dönerek su yüzüne çıkacaklardı. İhtilalci sol hareketlerin fikri ve siyasi açıdan faaliyetlerini yoğun bir şekilde sürdürüp kitleselleşme çalışmalarıyla, milleti ve devleti tehdit edecek yıkıcı ve bölücü çalışmalarının ayyuka çıktığı bir dönemde, Türk Milleti'nin millî refleksi olan Türk Milliyetçileri sessiz kalamazdı.

Taşer, Alparslan Türkeş'in de bulunduğu CKMP'nin bir toplantısında ülkede yaşanan durumla ilgili; "Mutlak mana da millî, manevî, İslamî değerlere bağlı gençliği ülkü ve fikirler etrafında toplayacak aksiyoner bir hareketi oluşturmak zorundayız." diyordu. Taşer kolları sıvayarak, kendini parti çalışmalarından çok gençlik çalışmalarına ayırdı. Üniversitelerde ve Anadolu'da, Ülkücü Hareket ismiyle siyasi kimliğe kavuşacak olan ülkücü gençlik teşekküllerinin kurulma çalışmalarında öncülük ve önderlik etti. Gençlerle sadece bir arada oturarak dernekçilik yapmadı. Türkiye'nin istikbali ve geleceği olarak gördüğü milliyetçi, ülkücü gençliğin faaliyetlerinde bir ışık gibi duruyor, yön gösteriyordu. Ortaya çıkan problemler veya zorluklar karşısında ise, meselelerin nasıl çözüme kavuşacağını, bir taktisyen gibi öğretiyordu.

İçtimai yapıdaki bozukluğun sebeplerini ve kaynaklarını iyi bilirdi. Milliyetçi Hareket'in geleceğini ve Türkiye'nin kurtuluşunu Ülkücü gençliğin yetişmesiyle mümkün olacağına inanırdı. Gençliğin üzerine titrerdi. Türk Milleti'nin bekasının teminatı olan Ülkücü gençliğin düşmanların bütün oyunlarını bozacak kudretteki ruh sağlamlığında ve teşkilatlanma gücünde onun damgası vardır. Gençliğin yetişmesinde, şahsiyetini bulmasına önem vermesi sebebiyle, yöneticisi olduğu partiden bağımsız olarak bir araya gelmelerini arzu etmiş, dolayısıyla zaman içinde gücü, cesareti, şecaati milletçe takdir edilen, gençlik üzerindeki muesseriyetini geniş çevrelere göstermesini başarmıştır.

1967-1968 yılları arasında kurulmaya başlayan Genç Ülkücüler ve Ülkü Ocakları'nın kurdurulmasında ve eğitiminde önemli görevler ifa etmiştir. Milliyetçi Hareket ve milliyetçi gençliği parçalanmışlıktan, bölünmüşlükten kurtararak, onun birleşik millî bir güç haline gelmesinde oynadığı rol MHP hareken içinde önemli yer tutmaktadır.

İlk gençlik hareketlerinin başladığı yıllar içerisinde, onun en önemli özelliklerinden biri, gençliği millî, manevî değerlerle yetiştirecek, onları her türlü anarşist, materyalist düşüncelerden koruyacak bir teşkilatın nasıl kurulacağını bir tarihçi, sosyolog ve psikolog gibi düşünmesiydi.

Kendini bir siyasi parti yöneticisinden çok, mefkure insanı olarak görüyordu. Gençliğin siyasi kadroların programlan etrafında değil, fikirler ve ülküler etrafında toplanması gerektiğini düşünüyordu. Bu yüzden gençlik çalışmalarını parti çalışmalarından hep ayrı tutmuştur.

Dündar Taşer bir ülkücünün yaşama ve hareket şevkini net çizgilerle ortaya koyarken, millî şuur sahibi münevverlerimize de en güzel örneklerden biri olmuştur. Memleketin içinde bulunduğu şartların bir varolma kavgası olduğunu biliyor ve ülkenin, Akif in "Asım'm nesli" dediği dinine, milliyetine, kültürüne ve tarihine sahip vatanperver ülkücü kadrolarla kurtulacağına inanıyordu.

Taşer, temellerini oluşmasına katkıda bulunduğu, öncülük ettiği Genç Ülkücüler'in ve Ülkü Ocakları'nın düzenlemiş olduğu sohbetlerde en çok aranılan ve değişmez isimlerindendi. Onun aydınlattığı sohbetlerde Ülkücü gençler geleceği ümitle bakarlardı. Bazen gece yarıları başlayıp sabahlara kadar devam eden konuşmalar uzadıkça uzar ama hiç kimse sohbetlerin bitmesini istemezdi. Onun sıcaklığı, içtenliği bütün genç Ülkücülerin yüreğini ısıtırdı. Hele Osmanlı'yla başlayıp cumhuriyetle devam eden konulara girildi mi, sanki tarihin derinliklerinden gelen bir insan konuşuyor gibi, pür dikkat dinlerlerdi. O sanki yaşayan bir Osmanlı'ydı.

Kökü mazide olan âtinin tâ kendisiydi ve hali heyecanla yaşardı. Son derece gerçekçiydi. Günün hadiselerini en umulmadık yanlarından kavrar gerek teşhis gücü, gerekse değerlendirilişteki üstünlüğüyle zevkle dinlenirdi.

Türk tarihini çok iyi bilişi ve parlak zekasının hadiseleri millî tarih şuuruyla yorumlayışı, mükemmel bir kafa yapısına sahip oluşunun işaretiydi. Ülkücü gençlerle olan sohbetlerinde tarihi gelişmelerimizi bir sarkacın hareketine benzetirdi. Türk tarihinde sarkacın son noktasına gelindiğini ve artık zaruri olarak kabarıp taşma, büyüme istikametinde gelişeceğini söylerdi. Anadolu'ya bu halimizle sıkışıp kaldık, artık daha fazla küçülmemiz mümkün değildir. Sarkaç genişleme istikametinde hareket etmeye mecburdur. Bu hem maddî hem de manevî gelişmelerimize şamil bir ifadeydi. Sürekli bir şekilde Ülkücü gençlere hitaben "Biz kaybedilmiş medeniyetin çocuklarıyız o kaybedilmiş medeniyeti yeniden kuracak olan sizlersiniz" diyerek onlara ufuk açardı.

1967 yılından itibaren vefatına kadar her yıl Osmanlı Devleti'nin kurulduğu yer olan Söğüt'te düzenlenen Ertuğrul Gazi Törenleri'ne partinin ve gençlik kollarının da katılmasında önemli etkisi olmuştur. Düzenlenen törenlere katılımlarda Ülkücü gençliğin kalabalık bir şekilde yerini almasına, toplantılarda hazır bulunmasına özen gösterirdi. Söğüt'te düzenlenen bu ziyaretlerle gençliğin tarih ve milliyetçilik şuuruna, tarih sahnesinde büyük rol oynamış ecdadımız Osmanlı'nın daha iyi anlaşılması noktasında Ülkücü gençliğin misyonunun öneminin altını çizer, hedefler gösterirdi. Kafasındaki güçlü, millî bir devletin adı, tarihteki Osmanlı'ydı. Yeni bir Türk-İslam medeniyeti kurmanın yolunun Osmanlı'yı kavramaktan geçtiğine inanıyordu.

Fena Fi'd-Devlet, (Devlette fani olmuş, onda erimiş) bu sıfat arkadaşları tarafından onun için kullanılıyordu. Devlet mi mühim, yoksa hürriyet mi? Devlet olmadan hürriyeti ve meşrutiyeti ne yapacaksınız inancındaydı.

Resmi ideolojinin zihinlere nakşettiği, hala tartışmaları süren Kurtuluş Savaşı tezine karşı çıkarak; "Ne geri kalmış milletlerin birisi, ne de kurtuluş savaşı yapan kavimlerin birincisiyiz. İstiklalini son elli yıl içinde bizden almış on-dokuz ülkenin efendisiydik. Yüzelliyıldır her türlü uygulanan şekil kavgalarını terk zamanı gelmiştir. Millî şuur, milliyetçi hareket 'doğurmuştur. Bu hareket Şeyh Edebali gibi gönül pirleri, Çandarlı Hoca gibi ilim ülkücülerini beklemektedir" diyordu.

Taşer, bizim tarihimizde ki 'Veli" ve "Alp" tiplerini her ikisinin de özelliklerini üzerinde taşıyordu. Gençler ve tabii yaşlılar onu kendilerine bu kadar yakın bulurken, efsane devirlerden bugüne kalmış bir kahraman gibi onu bütün benliklerine bağlarken, bu vasıfların tesiri altındaydılar.

Türk siyasi hayatına damgasını vuran, Türkiye'nin en güçlü sivil hareketi olan Ülkücü Hareketin gerçek manada kurucularından ve öncülerinden olan Taşer, gençliğe üç önemli temel esası öğretmeye çalışmıştır.

1. İslam ahlâk ve fazileti

2. Türklük ve tarih şuuru

3. İla'y-ı Kelimetullah için Nizam-ı Alem

İşte, bütün hayati boyunca yapmış olduğu konuşmalar, yazmış olduğu makaleler ve o meşhur sohbetlerinde her şeyin özeti, bu esaslarda yatmaktaydı.

Şehit Süleyman Özmen'in Cenazesinde Gözyaşlarını Tutamadığı An

Dündar Taşer, ülkücü gençliğin sadece sohbetlerine katıldığı fikir danıştıkları bir siyaset adamının ötesinde onların en zor günlerinde, çatışmalı yıllarda komünizme karşı vermiş oldukları kavgalarında, başları sıkıştığında, darda kaldıklarında o hep genç ülkücülerle birlikteydi.

Taşer, üniversitelerden hapishanelere, hastane kapılarından mezarlıkla, uzanan ülkücü mücadelede, onların arkadaşı, ağabeyi, güvendikleri bir dağ idi. 1969-70 yılların başlarında Kızıl terörün okullardan sokaklara kadar yansıyan saldırıları karşısında büyük bir azim ve kararlılıkla mücadele eden Ülkücü Hareket mensuplarının vermiş olduğu o büyük mücadelede ilk Şehitlerden olan, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrencisi Süleyman Özmen'in Maltepe Camii'nde düzenlenen cenaze töreninde yaptığı duygusal konuşma herkesi derinden etkilemişti. Hatta tören esnasında yanında bulunduğu Galip Erdem'e söylediği "Ne kadar üzülürsem üzüleyim ağlamak adetim değildir. Hatta annemin ölümünde bile ağlamadım ama bu çocuğun gidişi ağlattı beni." Diyecek kadar etkilenmişti. Binlerce ülkücüye hitaben şu sözleri söylüyordu. " Süleyman , bu vatan , bu millet , hepimiz için ölmüştür. Süleyman bir semboldür bir şehittir. Şehitler kudsisidir. Süleyman hayatının başındaydı. Ne kapitalist ne de burjuvaydı. Hepimiz için öldü. Süleyman sizlersiniz. Süleyman yaşayacaktır. Çünkü Şehitler Ölmez."

MHP Genel Başkan Yardımcısı Dündar Taşer , 13 Haziran 1972 gecesi bir trafik kazası sonucunda ebedi aleme göç etti. Geri manevra yapan ekmek kamyonunun arkasından çarpmasıyla ağır bir şekilde yaralanan Taşer , kaldırıldığı Numune Hastane'sinde bütün çabalara rağmen kurtarılamamıştı. Acı haber kısa zamanda tüm Türkiye'ye ulaştı.
Cenazesi 15 Haziran 1972 Persembe günü Haci Bayram Camii'nde kaldirildi.

Ruhu Şad, Mekanı Cennet Olsun ..

MHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Dündar Taşer'in vefatı dolayısıyla MHP Teşkilatına Genel Başkan Alparslan Türkeş aşağıdaki genelgeyi göndermişti :

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sayın Dündar Taşer'i 13 Haziran 1972 günü saat 20.30'da bir kamyonet çarpması sonucunda kaybetmiş bulunuyoruz.

Türk Ordusu'nun değerli bir subayı. Milli Birlik Komitesi üyesi, Milliyetçi Hareket Partisi Genel İdare Kurulu üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı olarak hayatı boyunca milletine fedakârca hizmet eden Dündar Taşer, bulun bu rütbe ve makamların üstünde ülkücü bir Türk Milliyetçisi idi. Türk Milliyetçiliği'ni sadece milletini sevmek değil, bu sevgiyi her türlü makam, parti ve benlik endişesinin üstünde tutmak, milleti için gerekeni kork­madan ve kararlılıkla icra etmek şeklinde anlayan Dündar Taşer'in aramızdan ayrılmasıyla yeri doldurulamayacak bir enerji, azim, bilgi, sevgi, ve imân hazinesinden mahrum kalmış bulunuyoruz.

Ona ancak ölümün bıraktırabildiği mefkure mücadelesini ülküdaşları aynı azimle sürdürmeye ve mutlak başarıya ulaştırmaya kesin kararlıdırlar.Büyük Türk Milliyetçisi Dündar Taşer'in naaşı yarın (15 Haziran 1972) Ankara Hacıbayram Camii'nden, öğle namazından sonra, askerî merasimle ebedi istirahatgâhına tevdi edilecektir. Törende Ankara içi ve dışındaki bütün Milliyetçi Hareket Partisi mensupları ve diğer ülküdaşları hazır bulunacaklardır.

Milliyetçi Hareket Partisi mensuplarına ve, ülküdaşlarımıza baş sağlığı, değerli dâva arkadaşımız Dündar Taşer'e Tanrı'dan rahmet ve mağfiret dileriz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://ayyildiz.0wn0.com
 
Dündar Taşer
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ayyıldız Forum :: Karışık Konular :: Bir Yudum İnsan-
Buraya geçin: