Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan bankacılara sert bir uyarı geldi.
Finans kesiminin reel sektöre yaklaşım tarzını beğenmediğini söyleyen Erdoğan, "aynı 2001 krizi öncesindeki gibi hareket ediyorlar" dedi.
Erdoğan, finans sektörünün reel sektöre yaklaşım tarzını gözden geçirmesi gerektiğini vurguladı.
Finans kesimine 'yanlış gidiyorsunuz' diye seslenen Erdoğan, bankacıların reel sektörü masaya tekrar çağırdığını ve ve yüksek faizlerle tekrar masaya oturtuğunu belirten Erdoğan, "Böyle bir tehdit çok yanlış" dedi.
Erdoğan'ın Ankara'da yaptığı konuşmanın satırbaşları şöyle:
- Gerekçeli kararda milli iradeyi bir atıfla yorumlama var. Bu hiç hoş değil. Bir uzlaşma olayından bahsediliyor. 411 milletvekili bir uzlaştırmayı oluşturmuyor. Ama öbür tarafta 110 kişi uzlaşmanın ifadesi oluyor. Böyle anlayış olmaz.
-Tabi ki Anayasa Mahkemesi'nin kararı bağlayıcı ve biz buna uymak zorundayız. Ama bu karar üzerinde daha çok konuşulur.
- Bu karar parlamentonun yetkilerini de dışlayan bir karar olması nedeniyle milli egemenlik noktasında da tartışılacak bir karardır.
Anayasa Mahkemesi ANAYASA'NIN ÜZERİNDE DEĞİL
- Ülkemizin geleceği noktasında şunu da açıkça söylemek istiyorum. Anayasa Mahkemesi Anayasa'nın üzerinde değildir. Temel hak ve özgürlükler hep kanunla belirlenir, yorumla değil. Önümüzdeki sürecin ne kadar anlamlı olduğunu da ifade etmeliyim.
KÜRESEL KRİZ
- Dünya darboğazın içinde. Umarım Türkiye bu süreci en az zararla atlatsın. Ama birileri buna benzin pompasıyla gitmemeli. Su pompasıyla gitmeli.
- Krizi fırsata dönüştürebiliriz. Bu imkanlar da ülkemizde var. Bundan kimsenin iüphesi olmasın. Bu küresel krizin en ağır bedelini ödeyen ülkeler belli. Başta ABD ve AB üyesi ülkeler... Bununda arkasında ilginin ve paranın iyi yönetilemeyişi yatmaktadır. Ve bunun bedeli ödeniyor. Mortgage tetikledi. Türkiye'de de var bu sistem. Ama Türkiye bunun alternatifini ciddi biçimde oluşturdu.
TOKİ OLMASAYDI, VURGUN YERDİK
- Bunun alternatifi toplu konut oldu. Her tabakaya hitap eden bir yapı var. TOKİ gibi bir sigortamız olmasaydı biz de bundan çok ciddi bir vurgun yerdik. 2002 seçimlerinden önce 500 bin hedefmizi açıkladık. Ve bu hedefe adım adım gidiyoruz. Büyümede 25 çeyrekte ortalama 6.8'i tutturduk. Bu yıl için belki sıkıntımız olacak.
- Belki 4'e düşebilir. Cumhuriyet'in 100. yılında Türkiye dünyadaki ilk 10 arasında olacaksa büyüme hızı 5'in altında olmamalı.
- Yüzde 2 – 3 Türkiye için asla bir çıkış noktası değildir. Onun için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Özel sektörle kriz döneminde sürekli arkadaşlarım, ekonomi koordinasyon kurulunu topluyorlar.
- Bakanlar Kurulu toplantılarını 2 haftada bir yapacağız. Belki bu aralar sık sık koordinasyon kurulu’nu bir araya getirerek akademisyenlerle bu analizleri yapacağız.
- Siyasi çalışmalar içerisinde olan, ekonomik noktada arkadaşlarla bu çalışmaları yapacağız.
- Üniversitelerimiz sağ olsunlar özel çalışmalarını bize iletiyorlar.